fbpx

DİYET BİR YAŞAM TARZI MI?

Sevgili Saloon N&N Blog okuru,

Diyet… Biliyorsunuz ki bu kelime akla “kısıtlanmak, aç kalmak” ifadelerini getirebiliyor. Oysaki “diyet” kelimesi Yunanca “diata”dan türeyerek dilimize girmiştir anlamı ise kısaca ifade ile hayat tarzıdır.

(Bkz. diyet kelimesi kökeni)

Diyete kısıtlanmak gözüyle bakanlar değil yaşam tarzı değişikliği olarak bakanlar başarılı olabilir.

Diyet yapmak geçici bir süreç olduğunda değil, kalıcı alışkanlıklar kazanıldığında sonuç verir. Kısa bir süreliğine beslenmenize dikkat edip, belli bir miktarda kilo kaybettikten sonra eski düzeninize dönerseniz sağlıklı beslenme ‘alışkanlıklarını’ yaşam tarzınız, rutininiz haline getirmezseniz verilen kiloların geri alınması kaçınılmazdır.

Kilolar gitsin istiyorsunuz. Yaşam tarzımızı değiştireceğiz. Peki öncelikle ne yapmak lazım?

Yaşam tarzınızı değiştirmek için ihtiyacınız olan en önemli faktör farkındalıktır. Önce farkında olacaksınız.

Zararlı alışkanlıklarınızı fark etmeniz ve değiştirmeyi gerçekten istemeniz en önemlisidir. Sonrasında ise bu zararlı alışkanlıkları sağlıklı alışkanlıklarınız ile değiştirmeniz doğru olacaktır.

Örneğin; porsiyonlarınızı küçültmek için daha küçük tabaklarla yemek yemeye başlayabilirsiniz. Zamanla buna alışacak ve az miktar ile de doyduğunuzu görmek hem sizi hem de vücudunuzu mutlu edecektir.

  • Beslenme Alışkanlıklarınızı Değiştirin!

Beslenme alışkanlıklarınızın bir anda değişmesini beklemeyin.

Fazla fast-food tüketme, asitli içecekler içme, fazla sigara ve alkol tüketimi, gece yemek yeme alışkanları gibi zararlı olan alışkanlıklarımız hayatımızın uzun süredir bir parçası haline gelmiş olabilir.

Yeni bir alışkanlık kazanmak zaman ister.

Yeni bir düzene geçildiğinde beynimizde istemsiz bir korku ve endişe hali gözlenir. Bu nedenle sağlıksız alışkanlıklarınızı sağlıklı alışkanlıklarınız ile değiştirmekte zorlanıyorsanız kendinize kızmayın, bu oldukça normaldir.

Sadece kendinize zaman tanıyın.

Sağlıksız alışkanlıklarınızı azaltarak, yerine sağlıklı alışkanlıklar koyarak ilerleyin. Bir süre sonra yeni düzene geçtiğinizde sağlıklı bir yaşam tarzına alıştığınızı ve zorlanmadığınızı görecek ve kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.

Peki nedir bu sağlıklı beslenme alışkanlıkları?

10 sağlıklı beslenme önerisi ile yakından inceleyelim.

  1. Günde 2-2.5 litre su tüketin. Metabolizmamızı hızlandırmak, vücudumuzdaki toksinleri atmak ve böbrek sağlığımız için su önemlidir.
  2. Bol posalı beslenmeye özen gösterin. Posadan zengin beslenme özellikle sindirim sistemimiz için önemlidir.
  3. Günde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketin. Meyve ve sebzeler hem bol vitamin ve mineral içermesi sebebi ile hem de zengin posa içerikleri nedeniyle günde 5 porsiyon tüketilmelidir.
  4. Yemekleri yavaş yemeye, çok çiğnemeye özen gösterin. Beyne tokluk sinyali 20 dakika içerisinde gider. Bu nedenle yemeklere saldırmak yerine yavaş yediğimiz zaman doygunluk sinyali beynimize ulaştığında fazla kaçırmadan beslenmiş oluruz.
  5. Paketli gıdalardan uzak durun. Paketli ürünler, içerisindeki kanserojen etki gösteren katkı maddeleri açısından zararlıdır. Yüksek fruktozlu mısır şurubu gibi şeker kaynaklarını içermesi nedeniyle, doymuş yağ, trans yağ içerikleri yüksek olması nedeniyle tüketildiğinde kaliteli bir kalori alımı sağlanmış olmaz.
  6. Basit şeker tüketimini sınırlandırın, karbonhidrat kaynağınız kompleks karbonhidratlar olsun. Fazla miktarda şeker tüketimi hem yüksek kalori almamıza hem de insülin seviyesini yükselterek yağ dokusunun artmasına neden olur. Şekerde ihtiyacımız olan içerikler olmadığından dolayı şeker alımı boş kalori alımıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre günlük alınan basit şeker miktarı toplam aldığımız kalorinin %5’ini geçmemelidir.
  7. Az tuzlu beslenin. WHO’ya göre günlük olarak alabileceğimiz tuz miktarı 6 gramı geçmemesi gerekmektedir. Yediğimiz besinler ile bu miktarın %80’ini karşılamış oluruz. Yemeklerimize attığımız ekstradan tuz miktarını az tutmamız tansiyon ve kalp hastalıkları riskini azaltmaktadır.
  8. Kırmızı et tüketimini sınırlandırın, haftada 2 gün balık tüketin. Gereğinden fazla kırmızı et tüketimi mide ve kolon kanseri riskini arttırmaktadır. Tüketeceğimiz etler işlenmiş et olmamalıdır. Salam, sucuk, sosis gibi et kaynaklarından olabildiğince uzak durmakta fayda var. WHO’ya göre günde 50 gram işlenmiş et tüketimi kanser riskini %18 oranında arttırmaktadır. Yapılan çalışmalara göre sağlık üzerinde pek çok olumlu etkisi bulunan omega3 yağ asitlerinin tüketimi kanserin gelişme riskini düşürmektedir. Bu nedenle haftada 2 gün balık tüketimi önemlidir. Et yemeklerini kızartma, kavurma yöntemleri ile değil; haşlama, fırında ve ızgara şeklinde yapmanız gerekmektedir.
  9. Ana öğünlerde 4 besin grubuna (Et, süt, tahıl, sebze-meyve grubu) da yer vermeye özen gösterin. Örneğin kahvaltıda et grubundan yumurta, süt grubundan peynir, tahıl grubundan tam buğdaylı ekmek, sebze-meyve grubundan domates, salatalık ve yeşillik tüketmek gibi.
  10. Öğün atlamayın. Az yediğinizde kilo vermenin kolay olacağını düşünebilirsiniz. Ama fazla yemek kadar az yemekte kilo vermemiz önünde bir engeldir. İhtiyacınızdan az kalori aldığınız durumlarda vücut yoksunluğa gireceği için besinleri depolamak ister, yağ miktarını arttırır. Metabolizmanız yavaşlar. Bu nedenle, herkes kendi ihtiyacı kadar kalori almalıdır.

Bu alışkanlıkları kazandığınızda hem daha sağlıklı hem de daha kaliteli bir yaşama adım atmış olacaksınız.

Sevgiyle ve güzel kalın…

Leave a comment

Hemen Ara Hemen Ara